Suda Halkalar Vardı – Zaman Bölümü’nden, Kasım 2021, Yazılama Yayınevi
Bir tahterevalli düşünün. Bir ucunda sürgün, diğerinde göç. Coğrafyada okla, çizgiyle gösterilir. Tarihte üzerlerine afili bir başlık atılır; işlem tamamdır. Zamanı dilimler, insanı kılıfına uydururlar. Birörnek atılan adımların tanımı vardıkları hedefe göre farklılaşır. Yıkılan kaleler, zapt edilen topraklar doldurur satır başlarını. Ölüm ise bir kenar süsüdür sadece. Şahlanan atların üzerindeki süvarilere methiyeler dizilir. Kılıcı, mızrağı saplayan anılır hep nedense. Toprağına el konulup surları başına yıkılanlar dipnotlarda bile yer bulamaz. Hele ki şahlanan atların çiğnediği cesetler akla hiç gelmez. Vücudun bir yanından girip diğerinden çıkan kılıcın alaşımı mevzu bahis edilir ama içinden geçtiği yürek sanki hiç atmamıştır. Artık el değiştirmiş bir yurdun bodrumundaki ağıt geleceğe taşınmaz. Zaman insanı yutmuş, sindirmiştir. Coğrafya, fotoğrafını çekmiştir bu sonsuz kayboluşun. İşte o yüzden, üstleri başları lime lime bu mağaraya sığındıklarında kendileri de neci ol...